Her milletin kendine has bir karakteri vardır. Bizim şanlı milletimizin karakteri, kahramanlıklarla donatılmıştır. Bu kahramanlıklardan biri de, yeri geldiğinde vatanını 
korumak için canından vazgeçmeyi göze alabilmektir. Türk milletinin bu yüksek karakterini 
yüzyıllara uzanan destansı tarihimizde çok kez görmüşüzdür. İşte bunların sonuncusu, 15 Temmuz 2016’da millet olmanın asaletini, birlikteliğini ve gücünü gösterdiğimiz Demokrasi Zaferi’mizdir…15 Temmuz Destanı, Türk milletinin demokrasiyle yaşama özgürlüğüne, Türkiye Cumhuriyeti‘nin içte ve dışta bağımsızlığına, huzur ve refahına göz dikenlerin yapmaya çalıştığı kalkışmayı, sokaklara dökülen genç, yaşlı, kadın, erkek, milyonların 
bastırdığı bir destandır. Bizler o gece, demokrasimizi kimsenin eline bırakamazdık. 
Milletimizin refahını ve huzurunu, darbeyle başa geçmeyi düşünenlere terk edemezdik. 
İman gücümüz, millet olmanın verdiği inanç ve devlet büyüklerimizin verdiği güvenle bayrağımıza, bağımsızlığımıza ve devletimize sahip çıkarak, Türk milletinin gücünü yeniden tüm dünyaya gösterdik…
Üzerimizde hain emelleri olan yapılanmalar, ülkemizde kaos ve kargaşa ortamı yaratmak isteyerek, bu büyük milletin bağımsızlığına, demokrasisine göz dikmişlerdi. Fakat kahraman 
milletimiz; kurşunlara göğüs gererek, tankların altına yatarak, kadın, erkek, yaşlı, çocuk demeden, nasıl bir ecdadın evladı olduğunu tüm dünyaya gösterdi.Tarihimizde defalarca ortaya çıkardığımız o asil ruhu, 15 Temmuz’da Türkiye’nin dört köşesinde yeniden gösterdik. Biz, o gece tüm dünyaya; Türk milletinin parçalanmayacağını, Türk milletinin asil kanlarıyla suladığı bu vatan toprağının bir karışını bile teslim etmediğini bir kez daha 
kanıtladık.Dünya tarihine şanlı bir kahramanlık destanı olarak geçen o gecenin üzerinden tam dört yıl geçti. Her birimizin iftiharla, gururla göğsümüzü gere gere çocuklarımıza, torunlarımıza anlatacağımız kahramanlık hikâyelerimiz oldu.Kapkara kurgulanan gece, Allah’ın inayetiyle apaydınlık bir sabaha dönüştü. Bu uğurda canlarını veren ve tarihin şerefli sayfalarına adını yazdırarak ölümsüzleşen tüm şehitlerimize rahmet diliyoruz. 
Şehitlerimizi ve gazilerimizi asla ama asla unutmayacağımızı belirtiyoruz.
Vatan sevgisi, yüreğimizi sımsıcak saran en temiz sevgilerdendir. Unutmamalıyız ki; vatan, sıradan kuru bir toprak parçası değildir. Sadece gezip dolaştığımız, yiyip içtiğimiz, yatıp uyuduğumuz, eğlenip gezdiğimiz bir ekonomik kaynak da değildir. Vatan, parayla alınıp satılan bir meta hiç değildir. Vatan, namustur, atalarımızdan bize kalan, bizim de torunlarımıza emanet edeceğimiz kutsal bir parçamızdır. Yasasin Türkiye Cumhuriyeti.Yaşasın Yüce Milletimiz.